26 Haziran 2015 Cuma

Mürefte'ye gidiyoruz Dr. Ercüment Sönmez Güdücüoğlu

Mürefte'ye girer girmez lasitkçiyi buluyoruz.. lastik söküldü. sanırım Uçmakdere de taşlar lastiği yarmış. neyse tamir gerçekleşti. tamirciye oarada eski olup olmadığını soruyorum.. eski.. dr. ertuğrul u soruyorum .. tanıyor..
kısa bir sohbetten sonra oarada kalmaya kara veriyoruz.. ve oradaki en iyi otel olan Yapıncak oteli buluyoruz.. belediyenin bir tesisi. Arabamızı otelin onunde yer olmadığı icin hemen yan sokaktaki boş bir yere park ediyoruz. Oğlum beni uyarıyor. baba DSP ilçe teşkilatının onune park ettin kızmasınlar. Gülerek karşılıyorum. Oğlum onlar oy oranları kadar konuşsunlar. Bu seçim sonuçlarıyla araba değil tren bile park ederler buraya. Oda elindeki PSP ( play station portable oyun konsolu ) yi göstererek : DSP nin D sini atıp yerine P koysalar PSP partisi olur. Turkiyede okadar cok kayıtlı PSP kullanıcısı varki su anki oy oranlarından cok daha yuksek rakamları gorurler. Hem Sony firmasıda sponsor olur partiye.. Gülüyoruz. .. Bir taraftanda sosyal demokratların ağlanıcak halleri aklıma geliyor. Zamanında oyları bölmeyip solda birlik kursalardı boylemi olurdu. Hiçbir siyasi parti bir aileye dayandırılamaz, her parti yeni liderlere zamanında yol açmalı.. çok geç olmadan.. :)
bizi yerli halktan bir çalışan karşılıyor.. evet oda var.. 104 numara.. kayıtan sonra anahtarımızı alıyoruz ve ust kata cıkıyoruz.. odanın kapısında defalarca ust uste atılmış yalı boyalar kapı koluna ve anahtarına kaçmış . çerçevesine tam oturmayan kapı gıcırtı ile açılıyor ve icerden rutubet insan teri ve tozun yıllarca harmanlanmasıyla oluşan eski hotel odası kokusu geliyor. olsun.. oda temiz .. tv bile var..
ondeki balkona cıkıp biraz oturuyoruz.. agaclar denizi gormemzie engel oluyor. sorun degil.. denizin mis gibi kokusu geliyor.. hemen ondeki balık restorandan gelen alık pişirme kokularını saymassak hersey cok guzel.. iphone umu acıyorum.. bingo .. adsl wireless te var.. oglumda bende pc lerimizi acıyoruz.. o sanırım arkadaşlarıyla chat lesiyor.. 
bende gezi resimleri ve notlarından ousan bir web sitesi yapmaya karar veriyorum ve gezideyim.com u registre ederek işe başlıyorum.. cektigim resimleri mekanlara gore isimlendirip sayfaya yerlestiriyorum.. ve başlıyorum bu gezinin hikayesini yazmaya.. bir saat kadar oyalandıktan sonra cıkıp yurumek istiyorum..oglum maç seyrediyor.. bir iki tur atıyorum..

sahilde yuruyen insanlar geceye hazırlanan seyyar satıcılar, birbirine sevgiyle sarılan çiftler.. sakin denizin dizginlendigi kıyı şeridinde akıp gidiyorlar.. mısır canım istiyor ama.. olmamaış henuz.. 1 saati var daha.. kaynayacak.. ok.. lastik tamircisinin tarif ettigi ertugruluuların sahildeki evlerini buluyorum.. balkonda yaşlı bir adam oturuyor.. sanırm babası.. ertuğrul tekirdağ acilde çalışıyormuş. 
evlenmis ve cocukları varmış :) sevgili arkadaşım benim.. 20 yıldır gormedim seni.. yurumeye devam ederl otele donuyorum. oglum acıkmış artık.. aşagı sahildeki balık kokularının kaynagı olan restorana iniyoruz.. baş koseye sahile oturuyoruz.. şarapları inceliyorum .. daha once hüseyin abinin cok bahsettigi Dimitracopulo şarabını buluyorum.. cvokta ucuz buarada.. bir şişe sıparis ediyorum. kalan kalsın.. oglum kola iciyor.. birer tanede levrek.. yemegimize eşlik eden bir beyak kopek ve mnik bir kedi bizden kalanları yiyorlar arsızca.. şarap cok guzel geliyor..
hesapta cok hafif.. 35 ytl :) yok boyle bişii .. mutlu yuzlerle ayrılıyoruz lokantadan.. biraz yuruyus yapıp esprili sohbetler geciyor aramızda.. sonrada gnun yorgunlugu ile odamıza gidiyoruz.. biraz daha pc internet derken uyuya kalıyorum..
 bikac saat sonra ucusan sivrisinekler uyandırıyor. sinek kovucu sprey suruyorum ama faydasız.. bu kucuk vampirlerin emdikleri kanı nasıl sindirdiklerini dusunurken uykuya dalıyorum.. ve sabah.
9.30 gibi uyandım.. oglum uyuyor henuz.. kahvaltıyada gelmeyecekmiş.. ok.. bende otelden cıkıp biraz yuruyup bir pastane buluyorum.. borek ve çay..
otele donup toparlanıyoruz.. yolumuz uzun. minik micra mıza binerek devam ediyoruz marmara kıyısından. şarköy bir harika.. duzenli şehir yapısı ve temiz sahilleri.. mukemmel.. ama konaklaamk icin cok erken.. yola devam.. çanakkale bogazı gorunmeye baslıyor.. denize en yakın köy yollarını takip ederek koylerden yol sorarak devam ediyoruz.. 

bolayır yakınlarında ana yola cıkarak canakkale savaslarından kalma beton siperleri izliyoruz.. ve gelibolu yuda gecerek kilitbahir e ulasıyoruz..











































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder